Page Nav

HIDE

Twitter

GRID_STYLE

Son yazılar:

latest

Evliyaya dil uzatmak

Sual: Ä°bni Arabi hazretlerine dil uzatılıyor. Evliyaya dil uzatmak caiz midir? CEVAP Ä°mam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat’da buyuruyor ki: (B...

Evliyaya dil uzatmak


Sual: İbni Arabi hazretlerine dil uzatılıyor. Evliyaya dil uzatmak caiz midir?
CEVAP
Ä°mam-ı Rabbani hazretleri, Mektubat’da buyuruyor ki:
(Büyüklerimizin beÄŸendiÄŸi, büyük bildiÄŸi Muhyiddin-i Arabinin, birçok sözlerinin ehl-i sünnete uymaması, ÅŸaşılacak ÅŸeydir. Hataları keÅŸfinde, kalbde doÄŸan bilgilerde olduÄŸu için, ictihaddaki hatalar gibi bir ÅŸey söylenemez. Onu büyük bilir ve severim. Ehl-i sünnete uymayan yazılarını yanlış ve zararlı bilirim. 

Onun hakkında konuşanlardan bir kısmı haddi aşıyor, bir kısmı büsbütün mahrum kalıyor. Evliyanın büyüklerinden olan M.Arabi hazretleri, keşflerindeki hatalardan dolayı büsbütün reddedilemez. Onun vahdet-i vücud bilgisi, görünüşte, ehl-i sünnet itikadına uymuyor ise de, uydurulması kolaydır. Aradaki farkın, yalnız sözde ve kelimelerde olduğunu gösterdim.) [m.266]

(Kıyas ve ictihad, dinin 4 temelinden birisidir. Evliyanın ilhamları böyle değildir. Bunlara uymaya emrolunmadık. İlham, yalnız sahibi için delildir, başkaları için senet değildir. Tasavvufçuların, ehl-i sünnete uygun olmayan sözlerine uyulmaz. Fakat, onlara iyi gözle bakarak dil uzatmamalı, şuursuz sözlerinden saymalıdır!) [m.272]

(Åžeyh-i ekberi [yani Ä°bni Arabiyi] caiz olmayan bazı bilgileri ile, yine makbuller arasında görüyorum. Evliya arasında bulunuyor. Onu reddeden, beÄŸenmeyen tehlikededir.) [c.3, m.77] 

Ä°mam-ı Süyuti hazretleri Tenbih-ul-gabi kitabında Ä°bni Arabi hazretlerinin büyüklüğünü vesikalarla ispat etmektedir. 

Ebüssüud efendi hazretleri de ona dil uzatılamıyacağına dair fetva vermiştir.

Abdülgani Nablüsi hazretleri, Ä°bni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduÄŸunu, bunların başında Ä°bni Teymiye’nin geldiÄŸini bildirmektedir. (Hadika) 

Evliya ile eÅŸkıya kıyas edilmez 


Sual: Ä°bni Teymiyeciler, “Felsefecilerin nasslarla çatışan akli delilleri onları tekfirden kurtarmadığı halde, tasavvuf ehlinin nasslarla çatışan keÅŸifleri onları nasıl küfürden kurtarabiliyor” diyerek Ä°bni Arabi hazretleri gibi bazı evliyayı tekfire yelteniyorlar. 
Bu mukayese doÄŸru olur mu?
CEVAP
DoÄŸru olmaz. Mukayesenin doÄŸru olması için müşterek benzerliklerin olması lazımdır. Dost ile düşman, mukayese edilmez. Mesela, Allahü teâlâ kâfirler için ölü buyuruyor. Kâfir ile mümin yani ölü ile diri mukayese edilir mi? Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kâfirler, sağır, dilsiz, kör oldukları için doğru yola gelmezler.) [Bekara 18]

(Körle gören [kâfir ile mümin] karanlıkla aydınlık [Bâtıl ile hak], gölge ile sıcak [Cennetle Cehennem] bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir olmaz.) [Fatır 19]

Yunan felsefecileri kâfirdir, tasavvuf ehli ise Allahü teâlânın dostu, evliyasıdır. Evliya ile kâfir hiç mukayese edilir mi? Firavun da, "Ben tanrıyım" dedi, Hallac-ı Mansur hazretleri de. Biri kâfirdi biri müslüman. Müslümanınkini tevil etmek gerekir. Namaz kılan ve dinin her emrini yerine getiren bir müslüman bir şey söylemişse, bunun tevilini aramak gerekir.

Yunan felsefecileri, (Kâinat, Allah gibi, ezeli ve ebedidir, Allah cüzi olan ÅŸeyleri bilmez, cismani, bedeni bir haÅŸr yoktur) gibi birçok düşünceleri yüzünden kâfir oluyorlar. Ä°slam filozofu denilen kimseler de, böyle düşünüyorsa, onlar da aynı hükme girer. Ä°mam-ı Gazali hazretleri, böyle düşünen din adamlarının da aynı hükme girdiÄŸini (El münkız), (Tehafüt) ve (Ä°lcam)da bildiriyor. Kâinatı ezeli ve ebedi bilen felsefecilerin küfre düştüklerini bildirdikleri için imam-ı Gazali ve imam-ı Rabbani hazretleri gibi Resulullahın vârisleri olan büyük âlimlere felsefeciler tarafından dil uzatılıyor. Ä°bni Rüşd, felsefecileri savunmak için imam-ı Gazali hazretlerini tenkit eden bir kitap bile yazmıştır. Felsefeci ve Ä°bni Teymiyeci bir genç, (El-Gazzalinin uydurma hadisler üzerine bina ettiÄŸi bütün hükümler sapıklıktır, bu bakımdan onun eserlerini okuyan sapıtır) demiÅŸti. 

Ä°mam-ı Gazali hazretlerini sevmeyenlerin daha çok felsefeciler ile Ä°bni Teymiyeciler olduÄŸu görülmektedir. Ne maksatla olursa olsun, o büyük zatı kötülemek asla caiz deÄŸildir. Çünkü büyük âlim Ä°bni Hacer-i Mekki hazretleri, (Ä°mam-ı Gazalinin yazılarında kusur bulan, ya hasetçidir veya zındıktır) buyuruyor. (El- i’lam bi-kavâti’il-islam)

Ä°bni Abidin hazretleri buyuruyor ki: 
İmam-ı Gazali, zamanının hüccet-ül-İslamı ve âlimlerin en üstünü idi. Ona dil uzatan kimse, cahillerin en cahili, fasıkların en kötüsüdür. (El-Ukud-üd-dürriyye)

Kâtip Çelebi de diyor ki: 
Bütün din kitapları yok olsa, İmam-ı Gazalinin kitapları, bu boşluğu doldurabilir, hatta onun İhya kitabı bile kâfi gelir

Seyyid Abdülhakim efendi hazretleri de, (Ä°mam-ı Gazali’nin Ä°hya kitabı, bütün âlimlerce doÄŸru ve yüksektir. Bir gayrı müslim, severek yapraklarını çevirirse, Müslüman olmakla ÅŸereflenir) buyuruyor. 

Tefsir, hadis, fıkıh, tarih, ahlak ve tıb hakkında üç yüzden fazla eseri olan Ä°mam-ı Süyuti hazretleri Tenbih-ul-gabi kitabında Ä°bni Arabi’nin büyüklüğünü vesikalarla ispat etmektedir. Cinlere de fetva veren Ebüssüud efendi Ä°bni Arabiye dil uzatılamaz diye fetva vermiÅŸtir. Fıkıh, tefsir, hadis ve tasavvufta çok derin âlim olan Abdülgani Nablüsi hazretleri, Ä°bni Arabi gibi büyük bir evliyaya dil uzatanın cahil ve gafil olduÄŸunu, bunların başında Ä°bni Teymiye’nin geldiÄŸini bildirmektedir. (Hadika) 

Tefsir, fıkıh, tasavvuf, tarih, nahv ve tıb üzerinde çok kitap yazan, ârifibillah ve kutb-i zaman olan imam-ı Åžarani hazretleri buyurur ki: 
İbni Teymiye, tasavvufu inkâr eder, evliyaya dil uzatır. Böyle kitapları okumaktan, yırtıcı hayvandan kaçar gibi kaçmalıdır. İbni Teymiye ve onun yolunda giden sapıklar, İbni Arabi hazretlerine kâfir demişlerse de, âlimler, arifler onun büyük bir veli olduğunu bildirmiştir. (Kibrit-i Ahmer, El-yevakit, Tabakat)

Evliya düşmanlığı 


Sual: Ekteki makalede, tasavvufa, tarihteki hak tarikatlara saldırılıyor, ÅŸefaat inkâr ediliyor. Osmanlıların Ä°slamiyet’i iyi anlayamadığı, bu yüzden Osmanlıyı müslümanların yıktığı bildiriliyor. Bir cevap verir misiniz?
CEVAP
Her makaleye cevap vermeye kalkarsak, esas konuları yazmaya sıra gelmez.
1- Osmanlıyı yıkan ittihatçılardır. Bir savaÅŸta müslümanlar yenilse, kâfirler camileri yıksa, müslümanlar camileri yıktı denir mi? Osmanlılar, yıkılışa mani olamamışlardır. Onların ihmalleri varsa da, yıkan onlar deÄŸildir. Kusurlu olanı bizzat fail gibi göstermek doÄŸru deÄŸildir. (Osmanlılar Ä°slamiyet’i bilmiyordu) demesi de çok çirkindir. Osmanlı Ä°slamiyet’i bilmiyorsa, o yazar nereden biliyor? Ceddini inkâr eden haramzadedir.

2- Åževahid-ün-nübüvve kitabında, (Evliyanın kerameti, Peygamberlerin mucizelerinin devamıdır. Bunun için evliyadan hasıl olan kerametler de Peygamber efendimizin mucizesidir) buyuruluyor. 

Abdülgani Nablüsi hazretleri, Hadika’da (Evliyayı inkâr etmek, dinin herhangi bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür. Allahü teâlâ, Peygamberlerini ve evliyasını baÅŸkalarından üstün tutmuÅŸ, baÅŸkalarına vermediÄŸi keramet ve mucize gibi harikaları bu zatlara ihsan etmiÅŸtir. Maruf-i Kerhi hazretleri, talebelerine, "Dua ederken beni vasıta edin! Çünkü evliya, Resulullahın vârisidir. Vâris olan, vârisi olduÄŸu zatın bütün üstünlüklerine kavuÅŸur) buyuruyor. Fakat nasipsiz yazarın, (Evliya, havada uçsa, denizde yürüse ne yazar? Sanat ve kültürü yoksa ne kıymeti vardır?) demesi çok tuhaftır. Evliya havada uçabiliyorsa, elbette Allah onu çok seviyor demektir. Elbette onun kültürü var demektir. Ä°limsiz, cahil kimseden evliya olur mu? Evliya, Allah dostu demektir. Allah dostunu ancak kendini beÄŸenmiÅŸ ahmaklar, basite indirebilir. 

3- Yazar, (Evliya emrettiği için ben yaptım demek çok yanlıştır. Yapılan şey Kur'ana, sünnete uygun olmalıdır) diyor. Yani, (Evliya, Kur'ana, sünnete aykırı emir verir) diyor. Evliyanın sözünü, Kur'ana aykırı değilse yapacakmışız. Evliya o sözün Kur'ana aykırı olduğunu bilmiyorsa, sen nereden bileceksin ey ahmak? Evliya, gerçekten evliya ise, elbette Kur'an-ı kerime, sünnet-i seniyyeye aykırı konuşmaz. Ahmak, evliya ile evliya taslaklarını aynı zannediyor.

4- Nasipsiz yazar, (Allah izin vermeden hiç kimse, hiç kimseye ÅŸefaat edemez) âyet-i kerimesini delil göstererek, Peygamberlerin, âlimlerin, evliyanın, ÅŸehidlerin ÅŸefaatlerini inkâr ediyor. Elbette ancak Allah’ın izni ile ÅŸefaat edileceÄŸini bütün Ä°slam âlimleri bildiriyor. Elbette Onun izni olmadan sinek kanadını oynatamaz. Åžefaat de Onun izniyle olacaktır. Åžefaati inkâr eden ehl-i sünnet olamaz. 

5- Allahü teâlâ, (Bana yaklaşmak için, vesile arayınız!) buyuruyor. (Maide 35)
Fakat nasipsiz yazar, (Mürid, vesileyi, aracıyı bırakıp doÄŸrudan doÄŸruya Allah’a baÄŸlanmalı) diyor. Allahü teâlânın emrine mi, yoksa nasipsiz yazarın sözüne mi uyalım?

Yazar, (Hazret-i Ä°sa’yı, Hazret-i Ali’yi çok sevip küfre düşüldüğü gibi, Peygamberi, mürÅŸidi çok sevip aynı akıbete maruz kalmamalı) diyor. Halbuki imanın temeli, Allah’ı, Peygamberi ve Allah dostlarını çok sevmek ve Allah düşmanlarını sevmemektir. Müslümanın, Resulullahı çok sevmesi gerekir. Çünkü Buhari’deki hadis-i ÅŸerifte, (Beni ana-babasından, evladından ve herkesten daha çok sevmeyen, mümin olamaz) buyuruldu. Hıristiyanlar gibi, bir insana ilah demek onu sevmek midir? Bir kimse, hâşâ Peygamber efendimize ilah dese sevmiÅŸ mi olur? 

(Bir evliya yerine, doÄŸruca Resulullaha rabıta etmek gerekmez mi?) diyen ahmaklara da rastlanmaktadır. Resulullahın mübarek ruhuna baÄŸlanmak elbette büyük nimettir. Fakat bir veliyi veya kitaplarını bulup, buna rabıta yapmak, Resulullahın mübarek ruhuna baÄŸlanmak içindir. Bir insan, hiç görmediÄŸi kimsenin ÅŸeklini yalnız iÅŸitmekle, onu tanımış olmaz. Bunun için, Resulullaha rabıta yapılmaz. Çünkü, baÅŸkasının Resulullah olduÄŸuna inanmak küfür olur. Evliyayı düşünmekte, bu tehlike yoktur. Bir veliyi düşünen, onun mübarek kalbinde Resulullahın mübarek kalbini görür. Böylece, Resulullahı yâd etmiÅŸ olur. (Evliya bir gözlük gibidir, Resulullaha bu gözlük ile bakılır) buyurulmaktadır. 

Ä°mam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: 
(Her müslüman, terbiye edici bir üstada muhtaçtır. Üstad onu terbiye ederek, kötü huylardan kurtarır. Allahü teâlâ, insanlara doğru yolu göstermek için, Peygamber gönderdi. Peygamberden sonra ona vekil olarak evliyayı yarattı.) [Eyyühel-veled]

Veli, Resulullahı iyi tanıdığı için, Onun mübarek kalbinden feyz alır ve bu feyzler, bunun kalbinden, kendisine baÄŸlananların kalblerine akar. Feyz gelen kalb temizlenir. Ahlakı güzel olur. 

Ä°mam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: 
(Velinin kalbindeki feyzler, nurlar, güneşin ziyası gibi yayılır. Onu seven müslümanların kalblerine akar. Onların bu feyzleri aldıklarından haberleri olmaz. Kalblerinin temizlendiğini anlarlar. Karpuzun güneş karşısında olgunlaştığı gibi, kemale gelirler. Eshab-ı kiram, Resulullahın sohbetinde, böyle kemale geldi.) [M.260]

Hiç yorum yok

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bize gönderiniz. Sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz.
BÄ°ZÄ°M SAHÄ°FE sitesi..

Önizleme