Page Nav

HIDE

Twitter

GRID_STYLE

Son yazılar:

latest

MERHABÂ YÂ ŞEHR-İ RAMAZÂN 1

Gülbahçesinden... Selmân-ı Fârisî "radıyallahü anh" bildirdi: Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Şa'bân ayı...



Gülbahçesinden...

Selmân-ı Fârisî "radıyallahü anh" bildirdi: Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" Şa'bân ayının son günü hutbede buyurdu ki:
(Ey Müslimânlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu aydaki bir gece [Kadr gecesi], bin aydan dahâ fâidelidir. Allahü teâlâ, bu ayda, hergün oruc tutulmasını emr etdi. Bu ayda, geceleri terâvîh nemâzı kılmak da sünnetdir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak gibidir. Bu ay, sabr ayıdır. Sabr edenin gideceği yer Cennetdir. Bu ay, iyi geçinmek ayıdır. Bu ayda mü'minlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir orucluya iftâr verirse, günâhları afv olur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden âzâd eder. O oruclunun sevâbı kadar, ona sevâb verilir.)

[Tam İlmihal Seâdet-i Ebediyye]

Kâinatın Efendisi Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem"
HİLYE-İ SEADET
[Ya'nî Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" görünüşü, tanınması].
Fahr-i kâinâtın "sallallahü aleyhi ve sellem" mubârek yüzü ve bütün a'zâ-i şerîfesi ve mubârek sesi, bütün insanların yüzlerinden ve a'zâsından ve seslerinden güzel idi. Mubârek yüzü, bir mikdâr yuvarlak idi. Neş'eli olduğu zemânda, mubârek yüzü ay gibi nûrlanırdı. Sevindiği, mubârek alnından belli olurdu. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem", gündüz nasıl görürse, gece dahî öyle görürdü. Önünde olanları gördüğü gibi, arkasında olanları dahî görürdü. Bunu isbât eden yüzlerce hâdise, kitâblarda yazılıdır. Gözde görmek halk eden Allahü teâlâ, diğer uzvda dahî halk etmeğe kâdirdir. Yana ve geriye bakacağı zemân, bütün bedeni ile dönüp bakardı. Yeryüzüne nazarı, semâya bakmasından ziyâde idi. Mubârek gözleri büyük idi. Mubârek kirpikleri uzun idi. Mubârek gözlerinde bir mikdâr kırmızılık vardı. Mubârek gözlerinin karası gâyet siyâh idi. Fahr-i âlemin "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" alnı açık idi. Mubârek kaşları ince idi. Kaşları arası açık idi. İki kaşı arasında olan damar, hiddetlenince kabarır idi. Mubârek burnu gâyet güzel olup, orta yeri bir mikdâr yüksek idi. Mubârek başı büyük idi. Mubârek ağzı küçük değildi. Mubârek dişleri beyâz idi. Mubârek ön dişleri seyrek idi. Söz söylediği zemânda, sanki dişleri arasından nûr çıkardı. Allahü teâlânın kulları arasında ondan dahâ fasîh ve tatlı sözlü kimse görülmedi. Mubârek sözleri gâyet kolay anlaşılır, gönülleri alırdı ve rûhları cezb ederdi. Söz söylediği zemân, kelimeleri inci gibi dizilirdi. Bir kimse saymak istese, kelimeleri sayılmak mümkin idi. Ba'zan iyi anlaşılması için, üç kerre tekrâr ederdi. Cennetde Muhammed aleyhisselâm gibi konuşulacakdır. Mubârek sesi, kimsenin sesinin yetişemediği yere yetişirdi.

-devamı var-

(Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye)

Huzur Damlaları...

İmâm-ı Rabbânî hazretleri (kuddise sirruh)
1.ci cild, 4.cü mektûbunda buyuruyor ki,

(Mubârek Ramezân ayının gelmesi hayrlı olsun. Bu ayın Kur'ân-ı kerîm ile tam bağlılığı vardır. Bu bağlılıkdan dolayı, Kur'ân-ı kerîm bu ayda inmeye başladı. Bekara sûresinin yüzseksenbeşinci âyetinde, (Kur'ân-ı kerîm Ramezân ayında indirildi) buyuruldu. Ramezân-ı şerîf ayının Kur'ân-ı kerîm ile bağlılığı olduğu için, bu ayda bütün hayrları ve bereketleri kendinde toplamışdır. Bütün bir yıl içinde herhangi bir yoldan herhangi bir kimseye gelen bütün hayrlar ve bereketler, bu çok kıymetli ayın bereketleri denizinden bir damla gibidir. Bir kimse bu ayda kendini toparlarsa, bütün yılı iyi olarak geçer. Bu ayı kötülükle geçirirse, bütün senesi kötü geçer. Ramezân-ı mubârek ayı bir kimseden râzı olursa, o kimseye müjdeler olsun. Bir kimseye gücenirse, bereketlerinden ve hayrlarından pay almazsa, o kimseye yazıklar olsun! Ramezân-ı şerîfde Kur'ân-ı kerîmi hatm eden kimsenin, bereketlerine kavuşması, hayrlarından pay alması umulur...)


Hikmetler...

RAMAZÂN-I ŞERÎFİN EHEMMİYETİ

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:
"Ramazan öyle bir aydır ki; ilk günleri rahmet, ortası mağfiret ve sonu Cehennem ateşinden kurtulmaktır."
"Eğer kullar, Ramazan-ı şerîf ayındaki fazîlet ve ihsânları bilselerdi, bütün senenin Ramazan olmasını isterlerdi. Çünkü bunda çok sevap vardır."
"Ramazan ayının gelmesine sevineni, Allahü teâlâ, kıyâmet gününün korkusundan muhâfaza eder."
"Ramazan ayında bir günah işleyen, iki azâba müstehak olur. Ramazan ayında bir iyilik eden de, iki sevâba kavuşur."
"Ramazan ayının gündüz ve gecesinde Kur'ân-ı kerîmden bir âyet okuyana, her harfi için bir şehit sevabı verilir."
"Ramazan-ı şerîfe hürmet eden, Allahü teâlâya hürmet etmiş olur."
"Allahü teâlâ Ramazan ayında günah işlemeyi terkeden kimsenin, onbir aylık günahını mağfiret eder"
...


Fıkıh Bilgileri...

ORUCA NİYET

Bir gün evvel güneş batmasından, oruç günü dahve vaktine [öğleden bir saat kadar önceye] kadar, Ramazân orucuna kalp ile niyet etmek farzdır. Fecr, ya'nî imsâk vaktinden evvel niyet ederken,
(Niyet etdim, yarın oruc tutmağa) denir. İmsâkdan sonra niyet ederken, (bugün oruc tutmağa) denir. Belli gün olan adak orucunun ve nâfile orucun niyet zamanı da böyledir. Her gün ayrı niyet etmek lâzımdır. Ramazan orucuna niyet ederken, Ramazan demeyip, yalnız oruç demek de câizdir.
ORUCUN FARZI ÜÇDÜR:
1- Niyet etmek,
2- Niyeti ilk ve son vaktleri arasında yapmak,
3- Fecr-i sâdık, ya'nî tan yeri ağarmasından, güneşin batmasına kadar olan zaman [ya'nî şer'î gündüz] içinde, orucu bozan şeylerden sakınmakdır.
Menkıbeler
EMMEDİ ANNESİNİ

"Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî" hazretleri,
Çocuk iken görüldü onun kerâmetleri.
"Ramazan"ın ilkiydi dünyaya geldiği gün,
O gün akşama kadar süt emmedi gündüzün.
Ramazanı şerifin sonuna kadar hatta,
Otuz gün hiç emmeyip "Oruç tuttu" âdeta.
İkinci sene dahi, geldiğinde "Ramazan",
"Oruç tuttu" yine o, otuz gün muntazaman.
Bulutlu olduğundan havanın ilk gün hâli,
Göremedi insanlar gök yüzünde hilâli.
Ramazanın geldiği kat'i bilinmeyince,
Onun vâlidesinden sordular gidip önce.
O eğer emmediyse annesinin sütünü,
Belli olacaktı ki, "Ramazan"dır o günü.
O gün emmediğini anlayınca sorarak,
"Ramazan" olduğunu bildiler tam olarak.


Mühim tenbih...

FARKLI TAKVİM VE İMSAKİYELER-1-
Ramazan münasebetiyle namaz ve imsak vakitleri farklı imsakiyeler dağıtılacaktır. Eğer imsak vaktinden sonra yiyip içilmeye devam edilirse, oruç tutulmamış olur. Bunun için imsak vaktinde yiyip içmeyi kesmek şarttır. Bugün ülkemizde, iki çeşit imsakiye dağıtılmaktadır. Bir kısmı, yüz senedir kullanılmakta olup, doğruluğunda en ufak bir şüphe, tereddüt hasıl olmamış namaz vakitleri cetvelini aynen muhafaza eden takvimler; bir kısmı da, 1983'ten sonra, çok oruç tutuyoruz diyenleri susturmak gayesiyle, imsak vaktini uzatan takvimlerdir...

-devamı var-

www.turktakvim.com www.namazvakti.com


İstanbul için İmsak ve İftar vakitleri...

(1 Ramazân 1430 - 21 Ağustos 2009 Cuma)

İmsak: 04.20 İftar: 20.04

Not:
İmsak vakti, oruca başlama zamanıdır. Sabah namazı imsaktan 15 dakika sonra kılınabilir.

Diğer şehirler ve ülkeler için:
www.turktakvim.com
www.namazvakti.com

"Yâ Rabbi; bizleri Ramazân-ı şerifin şefaatine nâil eyle!
Ramazân-ı şerifde afv ve magfiret etdiğin kullarının meyânına idhal eyle! Âmîn"...

Hiç yorum yok

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bize gönderiniz. Sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz.
BİZİM SAHİFE sitesi..

Önizleme