Page Nav

HIDE

Twitter

GRID_STYLE

Son yazılar:

latest

MERHABÂ YÂ ŞEHR-İ RAMAZÂN 11

Gülbahçesinden... Hadis-i şerifte buyuruldu ki,  (Her kim özrü olmadığı halde Ramazanda oruç tutmazsa, bir sene oruç tutsa bile onun sevabın...


Gülbahçesinden...
Hadis-i şerifte buyuruldu ki, (Her kim özrü olmadığı halde Ramazanda oruç tutmazsa, bir sene oruç tutsa bile onun sevabına kavuşamaz.)
[Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace, Beyheki]
 

Kâinatın Efendisi Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem"
HİLYE-İ SEADET
Gece ile gündüzün müsâvî olduğu, Eylülün yirmiüçüncü gününü de burada geçirip, Rebî'ul-evvelin onikinci Cum'a günü Medîneye azîmet [hareket] etdiği ve aynı gün vâsıl olduğu (Beydâvî) tefsîrinde yazılıdır. Ömer-ül-Fârûk halîfe iken, bu seneki Muharrem ayının birinci günü, ya'nî hicretden yetmiş [70] gün evvel, müslimânların(Hicrî kamerî sene) başlangıcı oldu. Bu başlangıç günü, târîhcilere göre, mîlâdın altıyüzyirmiikinci [622] senesinde idi. Temmuz ayının onaltıncı Cum'a gününe rastladığı, Ahmed Ziyâ beğin 1316 [m. 1898] baskılı (İlm-i hey'et) kitâbında yazılıdır. Kubâ köyüne ayak basdığı Eylül ayının yirminci günü, müslümânların (Hicrî şemsî sene) başlangıcıdır. 623. cü mîlâdî sene başı, hicrî şemsî ve kamerî senelerin birinci senelerinde oldu.

Bir şemsî sene 365, 242 gündür. Ya'nî, 365 gün, 5 sâat, 48 dakîka, 47 sâniyedir. Bir kamerî sene 354, 367 gündür. Ya'nî, 354 gün, 8 sâat, 48,5 dakîkadır.

Yirmiyedi kerre muhârebe yapmış, dokuzunda er olarak hücûm etmiş, diğerlerinde baş kumandanlık mevkı'inde bulunmuşdur. Gazâlarda iki dürlü bayrak kullanırdı. Râyesi siyâh idi. Livâsı dahâ küçük olup beyâz idi. Osmânlı Sancağının şeklini Timürtaş pâşanın bulduğunu bildirmişdik.

Medîne-i münevverede, kamerî altmışüç, şemsî sene hesâbı ile altmışbir yaşında iken 11 [m. 632] senesi Rebî'ul-evvel ayının onikinci pazartesi günü, öğleden evvel vefât edip, mubârek gömleği arkasında olarak, üç kerre yıkanıp, üç kat yeni beyâz kefene sarılıp, mubârek rûhu alındığı yere defn olundu.

Server-i âlemin "sallallahü aleyhi ve sellem" mubârek gözleri uyur, kalb-i şerîfi uyumazdı. Aç yatıp tok kalkardı. Aslâ esnemezdi.Mubârek vücûdü nûrânî olup, gölgesi yere düşmezdi. Elbisesine sinek konmaz, sivrisinek ve diğer böcekler mubârek kanını içmezdi. Allahü teâlâ tarafından Resûlullah olduğu bildirildikden sonra, şeytânlar göklere çıkarak haber alamaz ve kâhinler söyleyemez oldu.

Bir kimse, Rahmeten-lil-âlemîni "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" rü'yâda görse, muhakkak Onu görmüşdür. Çünki, şeytân Onun şekline giremez. -devamı var- 
(Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye)

Hikmetler...
ÇOBAN VE ELMA AĞACI
Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya çıktığında, tepeye yakın bir elma ağacının altında dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak; "Hadi bakalım evlâdım, bu ihtiyarın elmasını ver artık!" der ve en güzelinden, en olgunundan, Allahü teâlânın izniyle bir elma düşerdi. Yaşlı adam onu küçük bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten sonra, babasından kalan Kurân-ı kerîmini okumaya koyulurdu. Çoban, bu ağacı 20 yıl kadar önce diktiğinde sık sık sular, bunun için de abdest suyundan geriye kalanı kullanırdı. Elma ağacı kısa zamanda serpilip, meyve vermeye başlamıştı. O zamanlar genç olduğundan uzandı mı, elmayı şıp diye koparırdı. Fakat aradan geçen bunca yıl içinde, beli bükülüp boyu kısalmış, ağacınki ise büyüyüp yükselmişti. 

Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip namazını kıldığı bir gün, yemek yapmak için yine elmasını istedi. Ancak nedense birşey düşmemişti. Sonra bir daha, bir daha tekrarladı isteğini. Bir türlü gelmiyordu. Gözyaşları, beyaz sakalını ıslatırken, yavrusu ilk defa reddediyordu kendisini. Çobanın güçsüz bacakları da, vücudunu taşıyamaz olmuştu artık. Hayvanlarını usulca toplayıp yayla evine doğru yöneldiğinde, gökteki hilâli farketti. Çocuklar gibi sevinerek, geri dönüp ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken, hıçkıra hıçkıra ağlayıp şöyle diyordu: 
"Yâ Rabbi! Şu unutkan ihtiyarı af et! Bu günün Ramazan'ın ilk günü olduğunu, gafletimden anlayamadım?"  [Türkiye Takvimi]

Fıkıh Bilgileri...
ORUÇ KEFFARETİ
Oruc keffâreti için, bir köle âzâd edilir. Köle âzâd edemiyen, ard arda, altmış gün oruc tutar. Altmış gün sonra, tutmadığı hergün için, birer gün dahâ tutar. Birkaç Ramazânda keffâretleri olan veyâ bir Ramazânda, iki gün keffâreti olan kimse, birinci keffâreti yapmamış ise, ikisi için yalnız bir keffâret yapar. Birinci keffâreti yapmış ise, ikinci keffâreti de, ayrıca yapar. Keffâret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özr ile veyâ bayram günlerine rastlamak sebebi ile bozulursa veyâ Ramazâna rastlarsa, yeniden altmış gün tutmak lâzım olur. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması lâzım olur. Kadın, hayz ve nifâs sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince geri kalan günleri tutarak, altmışı tamâmlar. Fekat, yemîn keffâreti olan üç gün ard arda tutulacak orucu bu sebeble bozan kadının da, üç günü, yeniden tutması lâzım olur. Keffâret orucuna, Ramazâna ve bayramlara rastlamıyacak şeklde başlamalıdır. Recebin birinci günü keffâret orucuna başlayıp, Şa'bânın sonunda, altmış günü tamâm olmasa, üç günlük yola gitmeği niyyet ederek vatanından çıkar. Ramazânın birinci günü, keffâret orucuna niyyet eder 
[Eşbâh]. Çünki, müsâfire Ramazân orucunun edâsı farz değildir. Kazâ etmesi câizdir.  [Tam İlmihal Seadet-i Ebediyye]

Menkıbeler...
Cüneyd-i Bağdâdî "kuddise sirruh" hazretleri bir gün Câfer Huldî'ye bir dirhem verdi ve bir mikdâr incir almasını söyledi. O da alıp geldi ve önüne koydu. Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri ondan bir tâne alıp orucunu açmak için ağzına götürdü. O sırada ağlamaya başladı, inciri ağzından çıkarıp attı. Su ile de ağzını iyice çalkaladı. Câfer Huldî; "Niçin böyle yaptınız?" dediğinde; "Otuz seneden beri hep incir yemek istedim. O zamandan beri de hiç yemedim. Bugün nefsim ağır bastı ve ondan yemek istedim. Ağzıma aldığım zaman gizliden bir ses bana şöyle dedi: "Allah için yemesini bıraktığın şeyi yemeye utanmıyor musun?" Bunun üzerine onu ağzımdan çıkarıp attım. Onu yemeyi sözde durmamak kabûl ettim. Bu da bir hıyânettir. Hâin olan kimse de, Allah katında sevilen biri olamaz." buyurdu.

Mühim tenbih...
KÜFRE SEBEB OLAN SÖZLER -1-

1- Allahü teâlâya layık olmayan şey söylemek. Mesela bir kimse bir işi yaptığı halde,(Allah biliyor ki yapmadım.) demek. Yahut, yapmadığı bir şey için (Allah biliyor ki yaptım) demek. Böyle söylemek Allahü teâlâyı cahillikle suçlamak olur.

2- Peygamberleri küçültücü şey söylemek, onunla alay etmek. Mesela Âdem aleyhisselâm'ı kastedip (İlk insan vahşi idi.) demek. Veya bir evliyayı peygamberden üstün bilmek. Yahut, peygamberin dediği doğru ise biz kurtulduk demek. Bir kimseye (Öküz aleyhisselâm) demek.

3- Peygamberimizden sonra başka bir peygamberin geleceğini caiz görmek.

4- Melekleri küçültücü şey söylemek. Mesela (Senin bakışın bana Azrail gibi geliyor.) demek. Yahut (Cebrail bile söylese inanmam) demek. (Bu ibadetin sevabını yazacak melek yok) demek. (Çocuklarınızı iyi yetiştirmezseniz, zebani olur) demek.

5- İslâm âlimlerinin sözlerini, fıkıh kitaplarını ve fetvalarını tazim etmesi gerekirken tahkir etmek. Mesela (İmam-ı a'zamın kıyası hak değildir.) demek. Hocayı kötülemek için (Hocayla etme pazar, sonunda fetvâya bozar) demek.

6- Ahirette olacak şeylerle alay etmek. Mesela (Ben cenneti istemem, cehennemi isterim) demek. -devamı var

İstanbul için İmsak ve İftar vakitleri...
(11 Ramazân 1430 - 31 Ağustos 2009 Pazartesi)
İmsak: 04.35    İftar: 19.48
Not: İmsak vakti, oruca başlama zamanıdır. Sabah namazı imsaktan 15 dakika sonra kılınabilir. Diğer şehirler ve ülkeler için: www.turktakvim.com  www.namazvakti.com  

Hiç yorum yok

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bize gönderiniz. Sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz.
BİZİM SAHİFE sitesi..

Önizleme