Page Nav

HIDE

Twitter

GRID_STYLE

Son yazılar:

latest

Beş vaktin sünnetlerini terk etmek günah değil mi?

Sual: Bir arkadaş, (Ben bir hocaya sordum. İşlerin sıkışık olduğu zaman, namazın sünnetlerini terk edebileceğimi söyledi. Ben de, artık ...


Sual: Bir arkadaş, (Ben bir hocaya sordum. İşlerin sıkışık olduğu zaman, namazın sünnetlerini terk edebileceğimi söyledi. Ben de, artık hiç sünnet kılmıyorum) dedi. Beş vaktin sünnetlerini terk etmek günah değil mi?
CEVAP
Namazın müekked [kuvvetli] ve gayri müekked sünnetleri vardır. İkindi namazının sünnetiyle, yatsının ilk sünneti Gayr-i müekked sünnettir. Sabah ve öğle namazının ilk ve son sünneti, akşamın ve yatsının son sünnetine, Sünnet-i müekkede denir. İslam dininin şiarıdır, başka dinlerde yoktur. Peygamber efendimiz bunları devamlı yapmış, nadiren terk etmiş ve terk edenlere de bir şey dememiştir. Ara sıra terk ettiği sünnetlere de Gayr-i müekkede denir. Müekked sünneti, özürsüz [mazeretsiz] devamlı terk etmek mekruhtur, küçük günah olur. Namaz içindeki müekked sünnetleri terk etmek ise tahrimen mekruhtur. (Redd-ül-muhtar)

Bir hadis-i şerif:
(Farza bağlı olan ve olmayan sünnet vardır. Farzdaki sünnetin aslı Allah'ın kitabındadır. Bu sünneti, [sünnet-i hüda'yı] almak hidayet, terki ise dalalettir. Diğer sünneti [sünnet-i zaide'yi] almak fazilet, terki ise günah değildir.) [Taberânî]

Seferî yani yolcu olan kimse, sûreleri kısa okur, tesbihleri üçten az yapmaz, sıkıntılı zamanında, sabah namazından başka sünnetleri terk edebilir.

Hadis-i şerifte ise, (Öğlenin farzından önceki [sünneti] terk eden, şefaatime kavuşamaz) buyuruluyor. O hâlde, önemli bir özür olmadan sünnetleri terk etmemeli.

Farzdan önce sünnet kılmak, şeytanın ümidini kırmak, onu üzmek için emredilmiştir. Şeytan, (Sünnetlerde bile insanı aldatamıyorum, farzlarda ise hiç aldatamam) diye üzülür. (Tahtavî)
Resulullah'ı sevindirmek, şeytanı üzmek için sünnetleri hiç terk etmemelidir!

Namazın sünnetlerini terk eden, yalnız sevablarına ve yüksek derecelere kavuşamaz ve azarlanır. (Halebî-yi sagir)

Sünnetleri terk eden, bunların sevabından mahrum kalır. (İslam Ahlakı)

Sünnetleri özürsüz devamlı terk etmek, kılmamakta ısrar etmek, küçük günahtır. Sünneti beğenmemek, önem vermemek ise küfürdür. (Dıya-ül-kulub)

Sünnetleri hiç kılmamak günahtır. (Namaz Kitabı)

Sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmeli. Bir ihtiyaç veya zaruret olmadıkça, sünnetler terk edilmez, mekruh işlenmez. Zaruret varsa, (Zaruretler yasak olan şeyleri mubah kılar) hükmüne göre, sünnet terk edilebilir, mekruh işlenebilir. Yani, başka hiçbir çare yoksa, haram olan bir şeyi zaruret miktarı işlemek ve farzı, zaruret ortadan kalkana kadar terk veya tehir etmek caiz olur. Fakat geçerli bir mazeret yokken, sırf nefse ağır geliyor diyerek, sünnetleri terk edip, mekruh işlememeli. Nefse mağlup olmayıp, bilakis üstüne gitmeli. Küçük tavizler, sonra daha büyük felaketlere sebep olabilir. Elini veren, kolunu alamaz.

Müstehabları yapmakta gevşek davranan, sünnetleri yapamaz. Sünnetleri yapmakta gevşeklik de, farzların yapılmasını zorlaştırır. Farzlarda gevşek davranan da, marifete, yani Allahü teâlânın rızasına kavuşamaz. (F. Bilgiler)

Gürültülü ortamda
Sual: Namaz kılarken, gürültüden dolayı okuduğunu işitmeyenin, kendi işitecek kadar yüksek sesle mi okuması lazımdır?
CEVAP
Ölçü; sağlam insana ve gürültüsüz ortama göredir. Gürültüsüz ortamda duyulacak kadar bir sesle okunursa gürültüden dolayı duymamış da olsa, yine sahihtir. Kulağı ağır işiten de böyledir. Kendi sesini duyması için yüksek sesle okuması gerekmez. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Namazda kıraatin en aşağı hududu, kendi işitecek kadar olmasıdır. Eğer ortada sağırlık veya gürültü gibi bir mâni bulunursa hükmen işitmiş sayılır. (Redd-ül-muhtar)

Peygamberlere salevat getirme
Sual: Peygamberlere nasıl salevat getirilir?
CEVAP
Tek peygamber için, (Aleyhisselam) denir. Musa aleyhisselam, İsa aleyhisselam gibi. (Ona selam olsun) demektir. İki peygamber anılınca, (Aleyhimesselam) denir. (İkisine selam olsun) demektir. Üç veya daha fazla olursa şunlardan biri söylenir:

Aleyhimüsselam, (Onlara selam olsun) demektir.

Aleyhimüssalatü vesselam, (Onlara selam ve dua olsun) demektir.

Aleyhimüssalevatü vetteslimat, (Dualar ve selametler, onlara olsun) demektir.
Salevatullahi aleyhim ecmain, (Allah'ın selamları, cümlesine olsun) demektir.
Salevatullahi teâlâ aleyhim ecmain. (Allahü teâlânın selamları, hepsine olsun) demektir.


Hiç yorum yok

Yorumlarınızı ve fikirlerinizi bize gönderiniz. Sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz.
BİZİM SAHİFE sitesi..

Önizleme